Çıkar Amaçlı Mütalaa
Anlamını, hakaret olup olmadığını, cezasını ve emsal kararları ögrenin.
"Çıkar Amaçlı Mütalaa"
Söylemi kesinlikle bir hakaret.
- Hakaret Değil
- Hakaret
Anlamı
"Çıkar Amaçlı Mütalaa" belirli bir konu veya durumu, kişisel veya kurumsal çıkarları gözeterek savcının duruşmada verdiği mütalaa anlamına gelir. Bu ifade, bir konu hakkında tarafsız veya adil olmayan bir şekilde görüş bildiren veya çıkarları doğrultusunda değerlendiren bir yaklaşımı ifade eder. "Çıkar Amaçlı Mütalaa," genellikle objektiflik ve dürüstlüğün yerine kişisel veya finansal çıkarları koymayı ifade eder. Bu tür bir yaklaşım, kararların veya görüşlerin etik olmayan veya adil olmayan şekillerde şekillenebileceği anlamına gelir.
Bu ifade, özellikle haber analizleri, siyasi yorumlar veya iş dünyasında çeşitli konularda kullanılabilecek bir terimdir. "Çıkar Amaçlı Mütalaa," kişilerin veya kurumların özel veya dar çıkarlarını koruma amacıyla gerçekleri veya doğruyu bükme veya çarpıtma eğiliminde olduğu durumları ifade etmek için kullanılır.
Hakaret mi?
Çıkar Amaçlı Mütalaa kelimesi hakarettir.
Cezası
Vatandaşa Hakaret
Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. (3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası.)
Kamu Görevlisine Hakaret
Kamu görevlisine hakaret suçunun cezası alt sınırı bir yıldan az olamaz. Önce temel ceza belirlenir. Sonrasında ceza 1 yıla çıkarılır. (Ceza 1 yıldan az olamaz.)
Cumhurbaşkanına Hakaret
Cumhurbaşkanına hakaret suçunun cezası bir yıldan dört yıla kadar hapis cezasıdır. (1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası.)
Alenen Hakaret
Hakaret suçu alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır. Önce temel ceza belirlenir. Sonrasında ceza 1/6 oranında arttırılır. (Ceza 1/6 oranında arttırılır.)
Emsal Kararlar
Karar #1
Sanan müşteki Cumhuriyet savcısına yönelik söylediği "Savcılık mütalasını taraf olarak yapmaktadır, bu taraflılığının da başka maksatla bu maksatlarının da çıkar amaçlı olduğu, bu çıkar amacı sadece maddi olarak değil siyasi olarak da vardır, genel dosya kapsamındaki tank ve belgelerin doğru olduğuna savcılık bunlar çarpıtarak iddia olarak sunup yanılmaktadır" biçimindeki sözleri müştekinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte olduğundan, tebliğnamedeki 1 nolu bozma düşüncesine iştirak edilmemiş, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Yargıtay 2. CD Esas: 2011/27524 Karar: 2013/12806 Tarih: 14.05.2013
Karar #2
Sonuç olarak, sanık tarafından -mahkemeye sunulan- dilekçede kullanılan ifadeler (Sn. Savcı olayı kişiselleştirilerek davadan çekilmesi gerekirken 16.06.2011 tarihli duruşmada, aniden mahkemece kabul edilmiş taleplerimi yok sayarak taraflı ve şahsıma karşı olan anlaşılmaz kin ve nefret duyguları içinde akıl mantığa sığmayan insanlık dışı bir mütalaa vermiştir, ne yazıktır ki 16.06.2011 tarihli duruşmada, geçici başkan ve heyette savcıya uyarak benim ipimi çekmek istemişlerdir", yine aynı tarihli dilekçesinde, ".....27.01.2011 tarihli duruşmada ise ben Atatürk şanlı Türk ordusu, laik Cumhuriyet deyince üye hakim ... ile ayağa kalkarak el kol hareketleri ile bana bağırıp çağırmışlar, mahkeme heyetine hakaret ediyor demişlerdir, Atatürk, Türk ordusu ve laik Cumhuriyet demek ne zamandır mahkemelerce hakaret olarak sayılıyor, takdirinize sunuyorum, aynı heyetin katılanların tüm acılarına kalpten katılmama rağmen ajitasyon yaparak dini motifler kullanmalarına ve katılanların bazı cemaat liderlerini methetmelerine sessiz kalmaları çifte standarttır ve düşündürücüdür, bende derin yaralar açmıştır) TCK'nın 128. maddesinde düzenlenen iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında kaldığı gibi, değer yargısı niteliğine sahiptir. Bu itibarla somut bir fiil ya da olgu isnat etmek şeklinde kabul edilemez. Ayrıca bahse konu ifadeler, söylendiği yer ve zaman unsurları da gözetildiğinde müştekilerin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, eleştiri niteliğindedir. Bu durumun aksinin savunulması, suçla korunmak istenen değeri ölçüsüz bir şekilde genişlenmek ve ifade özgürlüğünü ön plana çıkaran evrensel hukuk düşüncesiyle bağdaşmayan bir yorum anlamına gelecektir. Bu itibarla, hakaret suçunun unsurlarının somut olayda oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraatı yerine hükümlülük kararı verilmesi kanuna aykırı...
Yargıtay 18. CD Esas: 2015/6688 Karar: 2015/12035 Tarih: 26.11.2015